Bu iki hafta
düğüncülere çalışıyorum. Geçen cumartesi çok yakın bir aile dostumuzun oğlu
Suada da dünya evine girdi. Biricik Ünsal abim. Önümüzde ki hafta da kuzenimin
Pamukkale de ki düğünündeyim. Düğünün küçük ayrıntılarını elbette, paylaşıcam .
İlk
ayrıntımdan başlıyorum. Solda görmüş olduğunuz resim, peçete, peçetelik ve
servis den oluşuyor. Peçetelere damadın ve gelinin adı nakışla işlenmiş ve
gerçekten çok hoş bir detay olmuş. Peçetelik de ise gelinin ve damadın baş
harflerini taşlı olarak görüyorsunuz. Bu da bir diğer hoş ayrıntı. Diğer detay
ise peçetelikle servislerin arasında ki uyumdu. En kötü olaysa şamdanlardı,
pleksiglasdandı gövdesi. Düğününüzde öle bir şey varsa, yok edin. Bunda düğün
sahibinin bir olayı yok tabi ki, şamdanda ki olay tamamen müesseseye ait. Sen Suada
gibi bi yersin, dünyanın parasını al düğünlerden, git sonra şamdan gövdesini,
kırılmasın diye en ucuz malzemeden yap, olacak iş değil.
Gecenin
bombası ise Alişan oldu. Öyle bir aktiviteden haberimiz olmadığı için Sim le bana
tam bir sürprizdi. Alişan’a birkaç kez Teşvikiye House da rastlamıştım.
Hareketleri falan gayet doğal, sanki yanınıza gelip “bir çay da bana söyleyin”
diyecekmiş gibi bir havası var. Hani biz otururken, gelse öyle dese biz de
yabancılık çekmicez hiç, “olur söyleyelim” diyerek konuşmamıza devam edicez.
İşte ben de o havasına güvenerek gecenin sonunda, “Suada da Alişanla coşuyoruz
wuuhu” tweeti attım, ama ne oldu; hiiiiç oralı olmadı, belki bunu okuyunca
“Seçil, bloguna röportaj verim, çok kırılmışsın sen” der, bende utanırım, başımı öne eğer, ayıbımla
susarım. Evet şu anda allem ediyorum, kallem ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder