24 Mart 2013 Pazar

Tektekçi

Son yazımda Şişhane’de ki Safi Meyhane ye gitmemizi anlatmıştım. Oradan çıkınca, “hazır buradayken Taksim’den geçelim, hazır geçerken de bir Tektekçi’ye uğrayalım, bir shot alalım.” dedik. Tom Tom Sokak’da ki yerine gittik. Oraya da ilk kez gittim ama olayını anlayamadım.
Şimdi, şöyle anlatayım. Shot bar’ın amacı nedir? Bir yere giderken, bir shot al. Buradan devam et. Mantık budur ama burada ki olay çok farklı anlaşılmış. Shot bar’a gitmek için evden çıkan insan sürüleriyle karşılaştım. Herkes sokakta, olduğu yerde duruyor. Biz bir shot aldık çıktık ama yemin ederim saatlerdir orada duran tipleri ilk bakışta anlayabiliyorsunuz. Sokak, yerinden kıpırdamayan insanlarla dolup taşmış durumdaydı. Hayır ben kalabalığı anlıyorum, çok kalabalığı da anlıyorum ama tektekçi de ki metrobüs kalabalığını anlamıyorum.
“Ne içtin?” dersen, valla söyledik bir shot, zar zor seçim yaptık. Bir tane alıp eve geçeceğimiz için “Kafa” içmeye karar verdik. Acılı, yudumladıktan sonra, içinde nasıl yol aldığını derinlerde bir yerde hissettiğin, değişik bir shottı. Tam kışlıktı diyebiliyorum. Çünkü hafiften bir yanma hissediyorsun. “kafa” yı tavsiye ederim. Menü bayaa doluydu. Tatlı shotlardan acılara doğru giden epey bir karışım vardı.
İçtikten sonra, sokaktan çıkmak için hareket etmeye çalışıyoruz ama ne mümkün. Resmen zor adımı bile atamaz haldeydik. Garsonlar yardım etti, şeritli yerlerden falan geçirerek çıkardılar bizi sokaktan. O şeritlerin anlamı neydi, şeritlerin arkasında duran insanların farkı neydi hala anlayamadım mesela.
Taksimde ki Tektekçiyi sakin saatlerde tavsiye ediyorum. Bir de Bebek’de varmış. O tarafa gittiğimde, bir de oraya uğrayayım. Sana oranın durumunu da bildiririm ;)

6 Mart 2013 Çarşamba

Safi Meyhane

Bih, Sim ve benim yaptığım, artık bir klasik haline dönüşmesine ramak kalan mevsim yemeklerimizin bahar noktası Safi Meyhanesiydi. Bahar’a bir meyhanede merhaba demek istedik. Her zamanki gibi, önümüzde ki “üç ay” hedeflerimi belirledik, kışın değerlendirmesini yaptık.
Bu yemeklerin özelliği daha önce gitmediğimiz ve merak ettiğimiz bir yeri seçmemiz. Safi Meyhane de bu yerlerden birisiydi. Sosyal medya sayesinde (sosyal medya demekten de nefret ederim bu arada) millet lokasyonunu Safi gösterdikçe bizde de “nasıl bir yer yahu bu Safi” sorusu içimizi kemiren bir meraka dönüştü.
Gittik gördük. Merakımızla gurur duyduk. Onun sayesinde bir yerde. Bir gün sonumuz “kedi meraktan öldü” durumuna dönecek, ibret olsun diye bizi anlatacaklar heryerde. “çok meraklıydılar, sonra böyle böyle oldu” diye diye şehir efsanesi olacağız.
 Neyse artık Safi Meyhane’yi anlatmaya başlıyorum. Şişhane’nin modern meyhanesi olarak da biliniyor. Ben öyle allı güllü, fasıllı meyhanelerden pek hoşlanmam. Yani hoşlanırım da gitmesem de olur. Bana, oldum olası bir ağır geldi fasıl muhabbeti. İşte bu noktada Safi Meyhane, benim gibi hissedenler için derde deva niteliğinde. Dekorasyondan başlamak istiyorum. Modern – vintage olarak yapılmış yani o dekora, o isim veriliyormuş. İçeride bar bile var. “Meyhanede bar mı olurmuş” diyeceksin. Ben de görmeden okusam öyle derdim ama barı meze de yenebilecek şekilde hazırlamışlar. Yani, uzun uzun kalmayıp, bir meze bir kadeh rakı için gittiysen, bar senin için en uygun yer oluyor. Alaturkaya o kadar güzel uyarlanmış ki, içeride ki modern köşeler hiçbir şekilde göze batmıyor.
Müziğe gelince; canlı müzik değil. 70’ler 80’ler Türkçe pop, aralara sıkıştırılmış Müzeyyen Senar, Zeki Müren. İyi tarafı, müziğin asla sohbeti bölmemesi.
Mezelerde ise; (bir insanın ağzı “mezeler” yazarken nasıl sulanır, biri bana bunu açıklasın) hem eskiye dair bir çok meze var, hem de yeni tatlar var. daha önce görülmemiş mezeler. Rakıyla marine edilmiş levreği tavsiye ederim. Sıcak mezelerde ise güveçte balık kokoreç harikaydı. Mutlaka denemelisin. Balık böreği de ikinci bir alternatif olarak aklında bulunsun. Ana yemekler konusunda yorum yapamayacağım çünkü mezelerle karnımızı doyurduk. Bir tek tatlıya yer kalmıştı. Bir sufleyi üç kişi paylaştık.
Sıra geldi hesaba. Beklediğimden çok daha az geldi. Yani şöyle söyleyeyim. Beklediğimin, 2/3’si kadar bir hesap geldi.
Hem dekoru, hem mezeleri, hem müziği, hem de hesabıyla beni keyiflendiren bir yer oldu. tavsiye ederim.