Ben olayın karmaşık taraflarıyla ilgilenmiyorum. Yani beynimde ki iyon akımlarının elektrik sinyallerine dönüşmesi falan şu an için umrumda değil, ama yaşadıklarım çok umrumda.
Son aylarda herkesin yaşadığı depresifliği ben de yaşadım. Kendime acıdım, şanssızım dedim, hakettim dedim ve bu düşüncelerle kendimi yedim bitirdim. İçimde öyle saçma bir düşünce sistemi geliştirmiştim ki herşeyi olumsuz yani negatif düşünmek benim en vazgeçemediğim alışkanlığım haline gelmişti. Mesela işle ilgili güzel bir gelişme oldu, anında olmazsa neler olabileceğini düşünüp, olmamış gibi hareket ediyordum. Şu hayatta en özendiğim insan "hallederiz" diyip halleden insan :)
Daha sonra düşünerek neden böyle bir düşünce sistemi geliştirdiğimi de buldum. Sanırım 15-16 yaşlarındaydım, bir gün kendime rol-model olarak seçtiğim benden 10 yaş büyük kuzenime olmasını çok istediğim bir şeyi anlatıyordum, konunun ne olduğunu gerçekten hatırlamıyorum sadece bana söylediğini hatırlıyorum "Seçil, sen her zaman olumsuz düşün, istediğin olursa sevinirsin." O yıllarda beynime çakılan çivi işte bu cümleydi.
Ama herşeyin bi doyum noktası var tabi. Ben de kendi kendime yıllardır böyleyim, e değişen bişey de yok, e kaybedicek bişey de yok, bi de kendimi pozitife odaklıyayım dedim. Kaybedicek bişey yok, çünkü yıllardır kendime neler yaptığımı tahmin edemezsiniz.
Sonra hakkında birçok referans aldığım ve metafizik uzmanı olduğuna emin olduğum ( buraya dikkat, etrafta bu işten haksız para kazanan dolandırıcılar çok fazla ) arkadaşım Mel' in amcasından randevu aldım. Bir hafta sonra seans saatim geldiğinde çok heyecanlıydım, çünkü hayatında terapiste bile gitmeyen ben, insanlık için küçük ama kendim için gerçekten büyük bir adım atıyordum. İçimde de kocaman bir merak, "gidiyorum ama dur bakalım nolucak diyorum."
Ağzım kuaklarımda tabi kapıyı çalarken; aklımdan da birsürü şey geçiyor, bilinaltımda neler olduğu, düşünceleremin okunup okunmadığı, önceki hayatımda kim olduğum, yani bu işlerle ilgili okuduğum duyduğum ne varsa hepsi çorba gibi kafamın içindeydi. Kapıyı bize güneş gibi gülümsemesiyle metafizik uzmanım açtı. Hani bazı insanlar vardır, baktığınız anda iyi bir insan olduğunu anlarsınız, size kötülük gelmiyeceğini bilirsiniz, hah işte aynı öyle bir adamdı benim metafizik uzmanımda.
Sonra biraz sohbet edip seansa geçtik, bana ilk söylediği sözler "Seçil, biz burada abi kardeşiz; bana anlattığın her şey burada kalır, şimdi hiç çekinmeden ne istediğini söyle" oldu. Zaten öyle bir
güven duygusu veriyor ki size sanki gerçekten de evden çıkmışsınız abimin yanına gideyim de bi dertleşelim kardeş kardeş demişsiniz.
Bana ne istiyorsun dediğinde verdiğim cevap "içimde ki olumsuz düşünceleri atmak istiyorum" oldu. Sonra bana harika bir örnek verdi. Aynı örneği ben de size veriyorum şimdi, mesela yeşil bir limon düşünün, o limondan bir parça kesip ağzınıza atıyorsunuz vee çiğnemeye başladınız. Benim bunları yazarken bile ağzım sulandı, eminim sizde de aynı sulanma olmuştur. İşte olay burada çözülüyor, sadece limon diyerek ağzımızı sulandırabiliyoruz, olumsuz düşünerek vücudumuza neler yaptığımızı siz düşünün.
Seans bittiğinde kendimi yorgun ve üstümden bir yük atmış gibi hissettim. Seans ta ne oldu derseniz, auram açıldı. Bir sonraki seansa kadar da ödevim auramı kapatmamak ve kendimi olumlu düşünceye odaklayabilmek.
Peki hayatımda ne değişti; gerçekten çok şey. Seansa gittiğim gün akşam bu olayın gerçek olduğunu bana göstermek istercesine yaşadığım bazı küçük mucizeler oldu :) ve bu olanlar psikolojik değildi çünkü daha olumlu düşünmeye başlamamıştım bile. Bunları paylaşmayı isterdim ama yapamam çünkü gerçekten çok çok çoook özel. Diğer günlerde de her şey yolunda gitmeye devam etti, bu olayın etkisini hayatımda gördüm. Size olumsuz düşüncemi nasıl sindirdiğimi de anlatıcam ama ilerleyen günlerde, zaten bu bile çok uzun bi yazı oldu benim için.
Yarın tekrar seansa gidiyorum, size neler olduğunu anlatırım. Şimdilik bu kadar, sözlerime bir şarkı sözüyle son veriyorum "pozitif düşünce de kazanır" :)) evet ah canım, vah canım ahmet' ten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder