22 Mayıs 2012 Salı

Gözleme, Hamur İşlerinin Prensesidir


Dün öğle yemeğinde The House Cafe de bir arkadaşımla buluştum. Onun için öğle yemeği, benim için kahvaltıydı. Evden alelacele çıkınca, hiçbir şey yiyemeden gittim ve haliyle menüde ki kahvaltılıklara baktım. Birden gözüme ilişen ve bana göz kırpan yiyecek gözleme oldu.

 Sipariş verdik, geldi. Çok da güzel olmuş ama neeerdeee tatile giderken, yollarda tabelasını görerek durduğunuz gözlemeciler, nerede bunlar.

Benim için yaz demek, tatil demek, bir anlamda da yollarda gözlemecilerde durup gözleme yiyerek yayık ayran içmek demek. Bunu yapmasam, tatil yarım kalır sanki. Hani yaklaşık bir saat falan kalmıştır gideceğiniz yere, patır patır gözlemeciler çıkmaya başlar karşınıza. Arkadaş grubunuzla gidiyorsanız, içlerinden birisinin bildiği yol üstünde, çok güzel bir gözlemeci kesin vardır. Evet, o her şeyi bilen arkadaşınız. Neyse gittiniz, bir yerde durdunuz. Herkes ne söyleyeceğini önceden bilir, çünkü herkesin bir gözleme yiyişi vardır. Ben şahsen ıspanaklı peynirli tercih ederim. Bizim sim bayılır patateslisine. Karakter testi yapsan gözleme sevme üzerinden kesin tutar. Bak ben bununla ilgili bir yazı yazabilirim daha sonra. Gerçi son zamanlarda nutellalı, pudingli, reçelli gözleme de çıkardılar ama, ben her zaman yöresel lezzetlerden yanayım. Karakter testi yapsam, bunları yiyenlerden direk uzak durun derdim. Ağzının tadını bilmez.

Hamur işlerinin prensesidir bence gözleme. Kulak memesi kıvamında ki hamurun incecik açılmasıyla, bir prensesin zerafetinden izler taşır. Aynı zamanda her öğün yenebilir. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği. Hiç fark etmez, her seferinde lezzetiyle midenize bayram ettirir. Yaz geldi, bol bol yersiniz. Ben gözlemeye girişi yaptım. Afiyet olsun.

PS: Canınız istedi şimdi biliyorum, ben o yüzden yedikten sonra yazdım : )))

2 yorum: