İstanbul
bizim olmuş iyi olmuş, çok da super olmuş ama asıl ilginç olan konu Fatih de ki
deli cesareti. Sen daha 21 yaşında toy bir delikanlısın. Kalk sen, yaşına
bakmadan “ ya İstanbul beni alır, ya da ben O’nu” de. Bak bak bak. Hayır
anlamadığım, bu nasıl bir özgüven sevgili padişahım. Annen seni padişah olasın
diye mi doğurmuş. Tamam sen sultansın, koca padişahsın, astığın astık, kestiğin
kestik de hiç mi korkmadın, “ya yapamazsam, azıcık daha büyüyeyim, sonra bakarız”
demedin. Sen de ki kafa neyin kafasıydı.
Yıllar önce,
taaa ben üniversitedeyken, işletme dersi hocamız şiir yazmıştı öğrencilerine.
İki mısrası şu şekildeydi. “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta, nerede gezer
sendeki bu kafa, limon kafalı.” Adam öyle içten, öyle inanarak söyledi ki bu
şiirini sınıfta, sanırsın savaşa çıkıcak askerleriz, bize gaz veriyor. O zaman
bi dank etmişti bana. “Hakketen ya” demiştim. “Adam, benim yaşımda İstanbul’u
fethetti. Ben buralarda, bu koca kafalının gözümün içine baka baka limon kafalı
demesini dinliyorum.” “E dank etti de ne oldu Seçil?” dersen, hiçbir şey tabi
ki. O dersten kaldım, oysa kalmasam neler yapardım. Sonra öğretilmiş
çaresizliğime inandım. O ara “bu ülkede bir şey yapacaksan, padişah olacaksın”
diyerek tümden vazgeçmiş de olabilirim. Emin değilim. Bunu yazarak işletme
dersi hocamı, vaz geçmemden sorumlu tutarak, hayattan bir kere daha sıyrılma
peşindeyim.
Ama ben
O’nun yaptığını yapmicam. Gençler lafım size diyerek olaya giriş yapıyorum şu
an. İlk defa gençlere bir şey yazıyorum çok heyecanlı. Siz limon kafalı
değilsiniz, Fatih yaptıysa siz de yaparsınız. Yürüyün be, haydi bre. Yalnız
yürümeden önce nereyi fethedeceğinizi, 200 bin asker konusunu falan iyice
planlayın, yarı yolda “nereye gidiyorduk abi biz yaa, asker nerde, silah nerde,
silah nerde, asker nerde” demeyin.
PS:
Fark ettiyseniz Fatih’in beyaz tenli, ecnebi kadınlara olan düşkünlüğünü, ve
kardeş katili mevzularını hiç dillendirmedim. İyi yönlerini örnek alalım dedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder