5 Haziran 2012 Salı

A Thousand Words


Sen naaaptın Eddie Murphy diyerek başlamak istiyorum. Tarifsiz derecede korkunç bir film. Evrensel anlamda söylüyorum en kötü filmler arasına girebilir. Rotter Tomatoes dan % 0 ortalamayla geçmesine ve 40 milyon bütçesiyle 15 milyon dolar civarı gişe yaparak batmasına hiç şaşırmadım izleyince. 15 milyon dolar da Eddie Murphy’nin hatrına olmuş.

 Yeteri kadar kötüledikten sonra konusuna geçiyorum. Film buram buram starbucks reklamı kokarak başlıyor. Film boyunca da aynı koku gözünüze, burnunuza, beş duyunuza zorla giriyor. Jack yani Murphy çok konuşan ve yalan söyleyen bir adam. Sonra bir gün yanlış insana yalan söylüyor ve evinin bahçesinde bir ağaç bitiyor. Her ağzından çıkan kelimede ağaçtan bir yaprak dökülüyor. Neymiş, yapraklar bitince Jack ölecekmiş.

Hayatımda gördüğüm en saçma senaryo -13’e hitab ediyor. -13 sen acaip eğlenirsin, kahkaha tufanı seni bekliyor wuuuuw. Ama Eddie Murphy’e güvenip de adam gibi bir komedi izleyeceğini düşünüyorsan seni bekleyen hayal kırıklığı. E madem kötüydü neden anlattım dimi ama. Haklısın. Baştan sona kadar izledim, belki yazıcak iyi bir şey bulurum, herkes eleştirmiş filmi, ben Eddie ye güvenirim dedim. Boşuna vakit harcadım. Sen harcama o güzel vaktini diye yazdım. Amme hizmeti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder