25 Şubat 2013 Pazartesi

Oscar 2013...

Bir Oscar törenini daha yer yer gülerek, yer yer kızarak, yer yer dövünerek bitirdik. Tören başladığında, sunucu olarak Set Macfarlane’i gördüm. Soğuk esprilerle başladı derken, birden Kaptan Kirk’ün gelecekten bağlanmasıyla ve “i saw your boops” parçasıyla eğlenceli olacağını düşünmeye başlamıştım ki Set Macfarlane iğrenç esprilerine geri döndü. İticiliğini baya baya pekiştirdi.
Kimin ne ödül aldığını söylememe gerek yok, kırmızı halıdan da bahsetmeyeceğim. Herkes hep bir ağızdan Jessica Chastain’i en şık seçti zaten. Şimdi elbisesi öyleydi böyleydi, saçı bilmem neydi demeye gerek yok ama bence ondan daha şıklar da vardı. Valla kıskançlıktan ölmüyorum.
Benim bahsetmek istediğim şey farklı. Ben de izlerken kendimce yorumlar yaptım. En iyi animasyonu Brave’e vermelerine kızdım. James Bond’a saygı kuşağını beğendim. Hobbit’in ve Wreck-it ralph’in hakkı yendi dedim. Kristen Stewart’ın ruh hastası olduğuna ve Jennifer Lawrance’in tam bir sakar sakine olduğuna kanaat getirdim falan filan.
Sonra birden bir aydınlanma yaşadım. Adamlar bir tören yapıyorlar. İnsanlar şıkır şıkır geliyor. “Biz bilmem kimiz, burnumuz artık kaf dağında, Oscar’a da inanmıyoruz zaten” tavırları yok kimsede. Çoğu ailesiyle birlikte orada. Hazırlanmışlar veya hazırlatılmışlar orasını bilemem ama herkes özenli. Bizde ki gibi kotuyla, atkısıyla, parkasıyla gelen yok. Herkes yaptığı işe de, başkalarının yaptığı işe de saygı duyuyor ve o kadar başarılı bir organizasyon ki dünyada zirilyon tane insan saat farkını, işi gücü okulu boş verip, gece oturup sabaha kadar bunu izliyor.
Ben kimim? Üçüncü dünya ülkesinden bir insan. Çayımı almışım, kahvemi almışım, oturduğum yerden evde ahkam kesiyorum, yok o bunu hak etmedi, yok bu daha çok hak etti,  diye diye konuşuyorum. “ayıp” dedim birden kendime, “bi kendine gel, haddini bil” dedim. Ergen zihnime hemen orada bir son vererek, “adamların buna bu ödülü vermesinde ki sebep bu olmalı, şu ödülü verirken bunu düşünmüş olmalılar” gibi, zihnimce daha yapıcı daha olgun ve öğreti dolu düşüncelere geçtim. Oscar’a kızdığında sana da tavsiye ederim.
Gecenin unutulmazı bence kesinlikle Barbara Streissant ve Shirley Bassey’di. Hele Shirley Bassey resmen yıkıldı. O nasıl bir performanstı öyle ya. Ancak bu kadar güzel olabilirdi. Linki buldum, araştırdım (çok araştırmacıyım, gerçekten çok zordu youtuba’a yazarak bulmam) izlemek istersen : http://www.youtube.com/watch?v=jF231V4OV5c    


Çok Önemli Not: Aslında Oscar yazısını perşembe günü için düşünüyordum ama perşembe günü çok bomba başka bir yazım olacağına emin olunca bugüne aldım. Yazdan beri peşlerindeyim ve nihayeeet sonunda röportaj yapmaya ikna ettim. Büyük sürprizimi kaçırma ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder