Gördüğüm en minik güzel ülke. Lüksemburg şehriyle birlikte toplam 3 şehri falan var. DiliFransızca. Aşağı yukarı Türkiye’nin 300de biri kadar. Nufusu 500.000 dolaylarında. Bildiğin cep ülkesi. Zorlasan birgünde bütün ülkeyi gezebilirsin ama ben sadece başkent olan Lüksemburg’danbahsedeceğim. Öncelikle unesco’nun kanatları altında olduğunu söyleyeyim.
Buranın birdiğer adı da “Avrupa’nın balkonu”. Böyle denmesinin sebebi şehrin iki katlıolması. Evet evet iki katlı. Şehrin altı ayrı üstü ayrı. Alt tarafı vadi olarakgeçiyor. Her yer olduğu gibi korunmuş. Alt kata indiğinde şatoların arasındagezerken zamanda yolculuk yapıyorsun ve üst kata yani “geleceğe” bakıyorsun.Böylee işte şehirde bi sürprizler bi komiklikler. Bu arada Lüksemburg’un ilerigelenleri ve dük de alt katta oturuyor. Dük konusuna daha sonra tekrargeleceğim.
Şimdigeliyorum üst kata, üst kat ayrı bir dünya. Öyle gök delenler avmler falan yoktabi ki ama amaaa dünyanın en karizmatik bankacıları var. Çünkü burası birbankalar cenneti. Herkes bakımlı pırıl pırıl geziyor yollarda. Eğlence,alışveriş ve işyerleri üst katta. Üst katı anlatabilecek en iyi benzetme şöyleolur sanırım: Nişantaşı’nın büyütülüp büyütülüp şehir olduğunu düşün. İşte öylebir yer.
Diğeraçıdan, nasıl olmasın? Kişi başına düşen milli gelir; 108 bin usd civarında,Türkiye de ise 10 bin usd civarında yani bir Lüksemburglu 10 Türk’e bedel. Dünyanınen zengin ülkesi. İsviçre’yle başa baş gibiler. Anlayacağın; huzur, refah, parabu adamlarda çok gibi. O kadar güvenli bir yer ki, ülkede ki dük, (dük ülkeninbaşı çünkü kral yok) korumasız sen ben gibi dolaşıyor şehirde. Bir de halknasıl seviyor nasıl seviyor anlatamam. Bütün dükkanlarda dükle ailesininresimleri. İnsan özenmiyor değil. Bu arada unutmadan söyleyelim, dünyada ilkeşcinsel başbakan seçen ülke de burası. Hayat oralarda bu kadar güzel olunca,onlar da kendilerine bir slogan bulmuşlar. “mir welle bleiwe wat mir sinn” Türkçesi “olduğumuz gibikalmak istiyoruz” bu slogandan yola çıkarak, bizim ülkeyi düşünüp, olduğumuzgibi kalmak istemediğimiz bir milyon şey bulabiliriz.
Kesinlikledenenmesi gereken şey bence şampanya. İçimi çok hafif ama isterken şampanyademe, “cremon” de. Fransızlarla bu konuyüzünden zamanında birbirlerine girmişler. Hassaslar biraz. Alışveriş için “Auchan”,eğlence için ise “clausen” tercih edilebilir.
Gidersen,köprülerden şehrin panaromik fotoğraflarını çekmeyi sakın unutma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder