27 Mart 2012 Salı

The Artist Sessiz Değil, O Film de Bangır Bangır Ses Vardı


      Cumartesi akşamı evde olunca ve tv de Okan başlayana kadar izleyecek hiçbir şey olmayınca film izlemeye karar verdim. The Artist' le Savaş Atı arasında ki çekişmeyi Artist' e kazandırıp " sessizsin, siyah beyazsın, sıkılıcam biliyorum ama olan oscarı aldın, izlemek zorundayım seni " diyerek başladım izlemeye.

      Başrollerde Jean Dujardin ( George Valentin ) ve Berenice Bejo ( Peppy Miller ) oynuyor. Yönetmen ise Michel Hazanavicius. Film 2011 Fransız yapımı.

     Genel bilgileri de verdikten sonra konusunu şööyle bir anlatayım. Sessiz filmlerin yakışıklı jönü George, sesli filmlerin başlamasıyla kariyerinde ki çöküşü tam anlamıyla yaşar. George " buraya kadar mış ben artık bittim " derken sesli filmlerin benli güzel yıldızı Peppy içten içe aşık olduğu George' un elini tutar.
 
     Bu genel senaryo siyah beyaz sessiz bir filmde ancak bu kadar güzel sunulabilirdi. Son yıllarda, baştan sona bir filmi bu kadar dikkatli izlememiştim. O kadar beğendim ki aldım kalbimde bir köşeye koydum kendisini.

      Peppy gazetecilere röportaj verirken, George' un ayağa kalkıp "ben vazo değilim" demesi bana bir an Erol Büyükburç' u hatırlatıp güldürmüş olsa da BANG sahnesinde yüreğim ağzıma geldi, George' un karısı " I am unhappy" dediğinde, George' un " so are millions of us" demesi bence çok bombaydı

      Her şey bir tarafa millet 3D film yapıp, şöyle efekt verelim, şöyle animasyon olsun derken, bu insanlar sessiz filmler bittikten seksen yıl sonra siyah beyaz sessiz bir film yapıp, beş oscar aldılar. Bu bile bence müthiş.

     Siyah beyazken bana her rengi yaşattığı ve sessizken her sesi duyurduğu için izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Tek pişmanlığım sinemada izlememek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder