Geçen hafta
Kem’le beraber gittiğimiz ve “aman film yok ya, bunu izleyelim bari” diyerek
izlediğimiz Cem Yılmaz’ın da oynadığı Ferzan Özpetek’in yönettiği Türk İtalyan
ortak yapımı dram komedi.
Açıkçası filme
girerken bu kadar lezzetli bir film izleyeceğimi tahmin etmezdim, italya da 6
dalda ödüle aday gösterilmesi boşuna değilmiş.Tiyatrocu olmak isteyen gay bir adamın tek başına eve çıkmasını, ve evde hayaletlerle karşılaşmasını konu alıyor. Ama ne hayaletler, bir zamanların ünlü bir grubu. Kahramanımız ilk önce bu hayaletlerden korksa da zamanla hepsiyle dost oluyor.
Klasik bir
Ferzan Özpetek filmi diyebiliriz. İçinde dostluk, neşe, kalabalık, aşk,eğlence,
oldukça fazla hayal gücü, ve “gel yaa,nolur bak, sen benim dostum ol”
diyeceğiniz karakterler var. Bu da zor belki bu zamanda, işte o yüzden Özpetek
filmlerinde unuttuğunuz birkaç duyguyla karşılaşabilirsiniz. Bu da filmin içine
dalıp gitmenize bire bir. Tabi ki bunda, filmde ansızın başlayan Sezen Aksu parçalarının
da etkisi büyük.
Filmin İtalya’da
ki afişlerinde Cem yılmaz arkadayken ( sizin gördüğünüz İtalya afişi ), Türkiye
de ki afişlerde neredeyse başrol oyuncusu kadar yer kaplıyor. En başta bunu
yadırgasam da, daha sonra çok mantıklı buldum. Ferzan Özpetek’i İtalya’da
tanımayan yok. Türkiye de ise neredeyse tanıyan yok. Bu film sayesinde hak
ettiği değeri burada da göreceğine inanıyorum, e bunda da Cem Yılmaz’ın bu
filmde oynamasının büyük payı olacak.
Filmde beni
etkileyen cümle yazarın söylediği "keşke resmini yapabilseydim öyle güzelsin ki..ama ben sadece
yazabiliyorum.." oldu. “ayyy aynı ben” dedim içimden :), filmin sonunda "bana misafir olun, gelin" demek geçiyor içinizden. Keşke her misafir böyle mutluluk verse.
Not:
Filmi sakın, ama sakın Türkçe dublaj izlemeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder