Yönetmenliğini
M. Caner Alper ve Mehmet Binay’ın yaptığı Kerem Can, Erkan Avcı ve Giovanni
Arvaneh’in oynadığı benim izlemekte çok geç kaldığım, geç kaldığımı da izlerken
anladığım film oldu kendisi.
Hemen konusuna
geçiyorum. Ahmet, doğulu ve muhafazakar bir ailenin çocuğu, aile muhafazakar
olunca, cinsel kimliğini açıklaması çok zor. Urfalılar diyeyim siz anlayın. (
hemen burada belirteyim bu hikaye gerçek hayatta ki Ahmet’in hayatından
esinlenilerek yapılmış. Çok önemli bir not bu ) Can ise cinsel kimliğini saklamadan zennelik
yapıyor. Daniel da İstanbul’a fotoğraf çekmeye gelmiş Alman bir fotoğrafçı.Bu üç kişi birbirlerinden çok farklılar. Ahmet ailesinden gay olduğunu saklıyor, Can ise askerlikten kaçıyor, Daniel hiçbir şeyden kaçmıyorda, saklanmıyorda, adam Alman, doğuştan rahat.
Filmde iki farklı anne görüyoruz. Birisi çocuğu gay olduğu için, kirli olduğunu düşünen anne. (bu anne neler yapıyor neler, anne demeye bin şahit lazım ) Diğeri ise çocuğunu cinsel kimliğiyle kabul etmiş, sevgisini göstermekten kaçmayan bir anne. İki farklı annenin aynı sorunlarla boğuşan iki çocuğa farklı yaklaşımlarını ve sonucu ibretle görüyoruz.
Filmde dikkat
çekilen bir diğer konuda gaylerin askerlik meselesi. Hiç bilmiyordum ben anlama
yöntemlerini, utançla izledim.
Bana göre
çok önemli bir ayrıntıyı da almışlar filmde. Gaylerdeki zeka pırıltısı. Yapılan
esprilerdeki yaratıcılık aynen Can’la filme aktarılmış. Son olarak, Can’ın
eniştesi. Adam bildiğiniz dağ hayvanı gibi bir şey fakat film ilerledikçe
mutasyona uğradı. Benim gözümde gizli kahraman.Eğer homo fobik bir kişiliğiniz varsa izlemenizde yarar var, “amaaan gay filmi” diyip geçmeyin. Filmin sonunda düşüncelerinize bir parça yumuşaklık gelebilir ve Türkiye de yaşayan bir gay olmanın ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz. Ben şahsen anladım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder