9 Mayıs 2012 Çarşamba

Kargo Mutluluğu


  Nihan en son istanbul'a gelişinde, bana ballandıra ballandıra son yaptığı kurabiyeleri anlatmıştı. Ama ne anlatma, dayanamadım sonunda, “çok merak ettim valla tadını, İzmir’e geldiğimde bana da yapıyorsun aynısından” dedim. “Birdaha ki yapışımda sana da yollarım kargoyla” diyiverdi. Aradan epey zaman geçti. Ben çoktan unutmuştum ama ben unuturum  Nihan unutmaz, bunu da unutmamış.
 Sabah uyandığımda telefonumda bilmediğim iki numaradan gelen yaklaşık 15 cevapsız arama vardı. Kargo şirketi tabi ki. Geri dönüp aradığımda “kargonuz var, ulaşamadık size” dediler. Utandım adamlara uyuyordum demeye. “Dışardaydım telefonu duymadım” dedim. İyi demedi “170 kere aradık, nasıl bir dışarıda olmak bu” diye. “1 saate kadar evinizde olur evdeyseniz” dedi.

  Veeee yaklaşık bir saat sonra kurabiyelerim kapıdaydı. Demledim çayımı da, şu an yazımı yazarken bir taraftan  Nihan’ın güzelim kurabiyelerini yiyiyorum, bir taraftan yazıyorum. Kavanozu da süslemiş, kıyamam. Kurabiye bu mudur, budur.Ellerine sağlık, Nihancığımın dediğin kadar varmış.

  Kargodan gelen yiyecek paketinin mutluluğunu yaşamayalı uzun zaman olmuştu, bayaa bi uzun zaman. En son üniversitede annemin yolladığı kolilerde yaşamıştım. O kolilere ne olduğunu biliyorsunuz, herkes eve çağırılır ve  çekirge sürüsünü aratmayan yeme içme isteğiyle sabah gelen kargo akşama tükenir J. Yıllar sonra bu sabah gelen kargoyla, bir an o yıllara gittim tekrar ama sadece bir an.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder