Geçen hafta
Datça da bir çırpıda okuduğum ve bitirdim bu kitabı. Can Dündar, bence Aşka
Veda da çok farklı noktalara bambaşka yerlerden yaklaşmış. Mutlu sonla bitmeyen
aşk öykülerini, neden olamadığını, neden zaten olmayacağını günümüzdeki bir
sürü parçayla, teknolojiyle bağdaştırmış. Bazı hikayeleri okurken “evet ya, ben
bunu böyle düşünmemiştim” dedim zaman zaman.
Tabi ki size
aşkın reçetesini vermiyor ama diyor ki, günümüzde duygular böyle böyle değişti.
Unutmak artık kolay, aşktan aşka geçiş kolay, eski aşklar gibi bir aşk
yaşanmamasının sebebi bunlar bunlar diyor. Sen de okudukça, haaa valla doğru
diyorsun. Tabi bunu okuyup, bir şeyleri farklı yaşamaya başlamayacaksın, daha
az üzülmeyeceksin, daha fazla sevinmeyeceksin, daha fazla fedakar ve ye daha az
fedakar olmayacaksın, ama ne yaşarsan yaşa, sevinsende, üzülsende, sonunda
-HAYAT diyebilirsin. Çünkü hayat böyle.
Kitabı
okuduktan sonra düşündüm ve farkına vardım ki, aslında sadece aşka değil, bir
çok şeye veda ettik belki de. Arkadaşlıklara, akrabalıklara, dayanışmaya … pek
çok şeye. Herkes bi eserli yaşıyor artık. Sen de bir süre sonra bukalemun
misali renk değiştiriyorsun. Değişik bir olay. Aşkta da kaybettiğimiz şey aşk
değil artık, terkedildiğimizde yerle bir olan egomuz için üzülüyoruz. Bir an
bütün insanları yanlarında bir ego derecesiyle hayal et. Dereceye göre
davranmak daha basit olurdu dimi. İstediğin gibi manipule edebilirdin. “Egoya
göre hareket, egonu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim, egosundan kendine aşık
et, ortalama ego dan karakter tahmini ” gibi kitaplar çıkardı. İyi tarafı ise,
kimse kolay kolay “iyiyim” diyemezdi.
“Aşka Veda”
aşkın evrimsel sürecini anlatan güzel bir kitap. Bir aşk kitabı değil, farkına
varma kitabı. Tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder