16 Temmuz 2012 Pazartesi

Ayasofya'yı Rahat Bırakın


Dün Topkapı Sarayını anlatmıştım. Gezi yazıma, saraydan çıktıktan sonra, buraya kadar gelmişken, görmesek olmaz dediğimiz, görünce de gözüne fener tutulmuş tavşan misali gözlerimizi şaşkınlıktan nereye çevireceğimizi bilemediğimiz Ayasofyayla devam ediyorum.

MS 2.yy da Bizanslılar yapmış. 1453 de, İstanbul fethedildikten sonra tepesine 4 minare eklenerek camiye dönüştürülmüş. 921 yıl kilise, 421 yıl da camii olarak hizmet vermiş. 2 kere yok olup 3 kere küllerinden yeniden doğan bu şaheser öyle muhteşem bir yapı ki, Osmanlılar bu yapıyı hırs yapmış ve karşısına Sultan Ahmet Camii yapılmış.

Toplamda 107 sutun sayesinde ayakta durabiliyor. Yalnız hakkını yemeyelim, hala ayakta durabilmesinin sebebi, Mimar Sinan’ın bu yapıyı adeta tekrar inşa edercesine tamir etmesi. Kubbesi o kadar yüksek ki, adeta sonsuz gibi, içine İtalya da ki pizza kulesinin rahatlıkla sığabileceği söyleniyor. Ayasofya ya “gök kubbenin, yer yüzünde ki aynası” da denirmiş.

 Hakkında yüzlerce efsane var. beni en çok etkileyen bir kaçı ise; Hz Ali’nin Ayasofya’yı baş parmağıyla kıble yönüne döndürmesi, bekçisinin bir melek olması, içinde ki terleyen sutuna dokunduğunuzda dileklerinizin gerçek olacağı…

Camii olarak hiç kullanılmamış olsa, şu anda dünyanın en büyük ikinci kilisesi olacakmış. Birincisi ise San Piedro. Sadece hristiyan ve müslümanlara özgü bir ibadethane değil, içinde Pagan döneminden de izler var. Ayasofya bütün dinlerin ve kültürlerin ötesinde bir yapı, fethin sembolü gibi adeta. İki kıtanın buluştuğu bir şehirde, Ayasofya’nın olması ve iki dini de temsil etmesi gerçekten çok büyüleyici. Tüm ihtişamıyla, tüm görkemliliğiyle iki kıtanın ortasında ki simge gibi.

Şu anda ne kilise, ne camii, olması gerektiği gibi bir müze. Bu saatten sonra kiliseye ve ya camiye dönüştürülürse, sadece eski bir kilise ve ya eski bir cami olur. Tüm özelliğini kaybeder. Ayasofya da namaz kılamamasının içine dert olduğu insanlar var, illa orada namaz kılacak. Olaya şu şekilde bakmak lazım; hristiyan topraklarında bizim dinimizin sembolü olan ve bizim için çok önem taşıyan bir camii, önce müzeye, sonra da kiliseye çevrilse, sen ne düşünürsün. Müze yapılmış işte, kilise de değil, bırak yani dürtüp durma olayı. Her yer camii çok şükür, camii sıkıntımız yok, git istediğinde kıl namazını.

Müslümanım ama Ayasofya camii yapılsa, bir müslüman olarak içinde namaz kılmaya utanırdım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder