“Mantıklı adam kendini dünyaya uydurur, diğeri dünyayı kendisine. Dünyanın bütün gelişimi, mantığı bir kenara bırakan insanlara bağlıdır.” Kitabın içinde yer alan ve beni en çok etkileyen paragraflardan birisi.
Paul Arden bu kitabı için her ne kadar “kişisel gelişim kitabı değil” dese de, bence farklı noktalardan konuya değinilen bir kişisel gelişim kitabı.
Kitapta mantıklı olmanın çokta mantıklı olmadığından, güvenli sularda yüzerek risk almadan yaşanan bir hayatın akıllıca görünmesinden ama aslında bunun çok sıkıcı bir seçim olduğundan, hayallerin uğruna bir kere de olsa şansını denemen gerektiğinden, kendine ve hayallerine şans vermenin, risk almanın aslında korkulacak bir şey olmadığından bahsediyor.
Bana kalırsa çok haklı. Çünkü yaptığına pişman olman, yapmadığına pişman olmandan daha iyi ve mantıklı olmak gerçekten çok sıkıcı. Etrafıma baktığımda gördüğüm şey, mantıklı ve sıkıcı insanlar. Uygun sevgili seçimleri, uygun eş seçimleri, uygun ev seçimleri, uygun iş, hatta yemek seçimleri… gerçekten çok uygun olan fakat bir o kadar kendinden ve hayattan bıkmış insanlar görüyorum etrafımda.
Okurken kendimle ilgili bazı konularda, nokta atışları buldum. Bunlardan birisi “ çok fazla fikre sahip olmak her zaman iyi değildir. Çünkü kolaylıkla fikir değiştirebilirsiniz” yazan bölümdü. Okur okumaz, “işte ben buyum yaaa, tek fikirli değilim ki beeen” dedim. Bunun gibi bir çok anekdot bulabilirsin. Seninle ilgili de, bazı konularda, hedefi bulacağına eminim. Belki de, içinde bir yerlere gömdüğün hayallerin aniden fırlar.
En sevdiğim soru ise, kitabın sonunda.
- Sana sürüden ayrılmanı kim söylüyor ?
- Kurt mu, sürü mü ?
Not : Kitabın yarısından fazlası resimli, bir anda okuyup bitirebilirsin. Bitirdikten sonra da ara ara ele alınıp karıştırılmasında fayda var ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder