O biiiir klasik. İskender söz konusuysa, bu adamlar, iskenderin babası dedesi büyükbabası falan. 1950 lere dayanıyor geçmişleri fakat Teşvikiye de 1994 den beri varlar.
Arkadaşlarınızla giderken, aralarında kebap sevmeyen varsa, boşuna gitme. “Ben kebap yiyeyim, sen lahmacun ye, sen diyettesin salata ye” gibi bi olay söz konusu değil. Kuralları var Hacıbey’in. Herkes kebap yiyecek. Müşterinin isteğine göre hareket etmiyorlar. Dediğim gibi kuralları var. Kebabın nasıl olacağına da sen karar veremiyorsun. Yanında pilav istemeyeceksin, benim ki sadece et olsun demiceksin. Bursa kebabı yemek istiyorsan, oturacaksın paşa paşa, önüne ne koyarlarsa onu yiceksin. Hakiki Bursa kebabı o önüne koydukları.
Her şeyi usulüne göre yapıyorlar. Ucuza kaçmıyorlar. Yöresel bir lezzet olduğu için, diğer yörelere de saygılılar. Künefe yok mesela menüsünde. Künefe, Hatay mutfağı demiş, girmemiş hiç oralara. Peynir tatlısını, özel yapım Kemalpaşa’dan, kabak tatlısını ise Aydın’dan getirttikleri bal kabağıyla yapıyorlarmış. Senin için bunu da araştırdım, sordum soruşturdum.
Önünden geçerken seni kokusuyla hipnotize edebilen bir yapısı var. “Bu koku, bir cihaz yardımıyla falan dışarıya mı veriliyor acaba” diye, zaman zaman düşünmüşlüğüm olur.
Tarih kokan dekoruyla, annemle benim klasiklerimiz arasındadır. O kadar klasiğimiz ki, annemsiz gittiğimde, kendimi anneme ihanet ediyor, hayırsız evlat oluyormuşum gibi hissediyorum.
Yeri Teşvikiyede. Harbiye Karakolu’nun karşısında. İlla git demiyorum ama Bursa kebabını seviyorsan, muhakkak git, rüya gibi başlayan kebap sevgini masal gibi sonlandır diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder