Yaklaşık
4000 – 5000 arası Roman düşün. Hepsinin aynı salonda bir arada olduğunu düşün.
Sahne de de yine Roman sanatçıların olduğunu, konser verdiğini düşün. Hayal
etmesi bile komik. İşte aynen böyle bir ortamdaydım geçen akşam.
Beyoğlu
Belediyesi, Romanlara böyle bir etkinlik düzenlemiş. Allaaah , kendileri
çaldılar, kendileri oynadılar bütün gece. Bir cümbüşlüydü, bir cümbüşlüydü.
Biz Bih’le
Tu’nun davetlisiydik. “elimde davetiye var yaa, gelin hadi gelin, valla bak çok
eğleniriz” deyince, “gidelim bakalım, bundan da eksik kalmayalım, bir yerimiz
şişmesin” dedik. Kapının biraz ilerisinde hem Tu’nun gelmesini bekliyoruz, hem
de gözlem yapıyoruz. Biz gözlemlerken bir başladılar mı orada kavgaya. Biri
sıraya kaynak olmaya çalışmış. Öndeki arkaya doğru bağırıyor “ a be zıra vaar
zıra, görmezmisin, Allah cezacıını versin” arkadan hemen cevap “ yimedik zıranı
bea, alasın başına çalasın o zırayı”. Biz önce bi şaşırıp, ardından kahkahalara
gülmeye başlamıştık ki, hemen kahkahamızın dozunu ayarladık. Yusuf Yusuf bir
durum da oldu hani.
Sonra Tu
geldi. sıraya girmeden (çok şükür) girdik içeriye. Önlerde bir yerdeyiz.
Sahneye Roman sanatçıların biri geliyor, biri gidiyor. Ya bu ülkede kaşık
virtüözü varmış, hatta dünyada tekmiş. Roman kendisi. O gece izledim. Kaşıkla
ne hareketler, ne şekiller. “Aaaah aaah” dedim ve o malum geyiği yaptım. “bu
adam Amerika da olsa, değeri bilinirdi” dedim. (e birinin demesi gerekiyordu
). Sonra birileri, birileri, birileri daha çıktı ama asıl Show sahnede değildi,
seyircideydi. Arkama ne zaman dönüp baksam, herkes ayakta göbek atıyor. Bu
kadar göbek atan insanı her zaman bir arada görmek zor. Karşılıklı oynayanlar,
yerim dar diyerek merdivende oynayanlar, tepelerde oynayanlar, aklına ne
gelirse hepsi vardı.
İkinci yarı
da da Kiboş, assolist olarak sahnedeydi ama bizim gitmemiz gerekti. Gecenin en
göz alıcıları tabi ki, allı güllü elbiseler giyen, saçına çiçek takan Roman
kızlardı.
Sevindi be
şoparlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder