Fashion’s
Night Out, büyük bir coşkuyla kutlandı. Ben olayın sadece Nişantaşı
boyutundaydım. En baştan başlayarak anlatıyorum. Burada zaten başlı başına
problem olan trafik daha da problem oldu. Taksiciler etrafa bakmaktan
ilerleyemeyince olay daha da vahimleşti. Kontağı durduran insanlar gördüm.
Çok
kalabalıktı, çoook. Mac yeni bir
koleksiyon getirecekti bu gece ama kalabalıktan girip bakmak bile istemedim.
Mudo da ise, vitrinde erkek canlı manken vardı ve oldukça iyiydi. Bi ara göz
göze geldik, bi kıvılcım oldu ama ben mağazayı geçince bende ki kıvılcım söndü.
Chanel, Prada gibi markalarda tabi ki de indirim yoktu. Burunları yere düşse,
eğilip almicaklar. Chanel de çantalara baktım baktım, indirim yok ya,
sinirlenip çıktım. Napim böyle Fashion's Night Out’u ben dedim. Sonra Louis
Vuitton’a bakalım dedik, orada da siyah giyimli, kapının önünde bekleyen,
yüzlerine zoraki bir gülümseme takan kızlar ve erkekler ( yaklaşık 5 kişilerdi)
“içeride özel bir davet var efendim çok afedersiniz” diyerek bizi almadılar.
Gözümden bir damla yaş geldi.
Sonra
baktım, olay indirimden çok ikram konseptine dönmüş, “ammaaaaan” dedim. Vallahi
şekerim sonrasında blushlar geldi, şampanyalar gitti. Pek neşelendik.
Brandroom’da makaron yedik. İkram eden adam 40 saat pastanelerini anlattı da
anlattı. Bi de bize yüzde 20 indirim verdi aklınca. “Tamam alıcaz” dedik
almadık. İkramları yedik içtik, sezona şööle bi göz attık çıktık.
Bu kadarla
kalmadı. Bi saatten sonra, “tamam bunlar aperatif iyi oldu da, bir yerlere
oturalım” dedik fakat ne mümkün. Her yer tıklım tıklım. En sonunda Saray’da yer
bulduk. Üç masanın boşalmasını bekleyerek. Sonra sarayda oturup gelene
geçene baktık. Amaçtan saptık farkındayım. Fakat tekrar o hengame ye adım
atacak halim kalmamıştı. Oradan çıkıp, evlere doğru ilerlerken, yolda arabadan
sarkarak bakanları, armalı ceket – jöleli saç kombinli etrafda dolanan tipleri
görünce “hımmm dedik, bi satten sonra apaçi night out.”
Hiçbir şey
almadım sanılmasın lütfen. Bir gün önceden sipariş verdim. The sabun dan aldığım
sabunlarım, spa mumlarım geldi o gün. Ufakda olsa, FNO için aldım verdim
ekonomiye can verdim. İçim rahat.
Her şeye
rağmen, kendi adıma, koca bir semtin festival havasına bürünmesini sonuna kadar
destekliyorum. Yılda 3 kere olsa ben hayır demem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder