Seçil’in dvd kuşağına film yazmayalı epey oldu gibi hissettim. Gelen tepkiler de bu yönde olunca, geçenlerde izlediğim, izlerken müziğe doyduğum, uyumadan önce izlediğim için, bende bir masal dinlemişim etkisi yaratan August Rush’ı yani, Türkçe’ye “Kalbini Dinle” olarak çevrilen Robin Williams’ın da oynadığı filmi izlemeye karar verdim. Evet katılıyorum, bu kadar saçma bir çeviri de olamaz.
2008 yapımı Kristen Sheridan filmi. Kadro; Robie Williams, Freddie Highmore, Jonathan Rhys Meyers, Alex O’loughlin, Keri Russell. Filmin konusu ise, birbirine ilk görüşte aşık olan ve beraber bir gece geçiren müzisyen çiftin, daha sonra birbirlerini kaybetmelerini ve yetim bir çocuğun onları bir araya getirmesini anlatıyor.
Her ne kadar yukarıda anlattığım konudan, bir Yeşilçam klasiği izlenimi versem de, film aslında 90’ların içimizi ısıtan Amerikan aile filmlerine benziyor. Bir taraftan ağlarken, bir taraftan gülümseyerek izlediğin filmlerden.
İzlerken bir filmden çok, bir müzikal yada bir konser izliyormuş gibi hissediyorsun. İnsanların arasında dolaştığına ve hep var olduğuna inandığım müthiş enerjiyi filmde müzikle, sahnelerle, duyguyla bir masalın içindeymişsin hissini vererek anlatmışlar.
Film de geçen motto: “müzikten asla vazgeçme, ne olursa olsun. Çünkü başına kötü bir şey geldiğinde, kaçıp her şeyi unutabileceğin tek yer o.” Ben bunu hemen kendime çevirerek “yazmaktan asla vazgeçme” olarak uyarladım tabi ki. Mottodan kendime pay çıkarmasam ölürüm.
Filmi izlerken, gerçekçilik ararsan en büyük hatayı yaparsın. Benden tavsiye, izlerken kendini müziğe bırak. Güzel ve keyifli bir masal izleyeceksin. Çünkü bu film, bir masal anlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder