Emre Başaran yapmış. Çok da güzel yapmış. Bir mikro belgeselin hem görüntü yönetmeni, hem prodüktörü hem de yönetmeni olmuş.
Emreyle geçenlerde Teşvikiye de buluştuk. Hem bu kısa filmi izledim, hem de olayların nasıl geliştiğini öğrendim. Hikayesi masal gibi olunca, sana anlatmazsam olmaz dedim, yazdım.

Filmin müzikleri, Farfara Grubundan Tolga Büyük tarafından, doğal seslerin bilgisayar üzerinden müziğe dönüşmesiyle oluşmuş. Bu, sence de müthiş değil mi.
Filmin editörü Cenk Erkan. Emrelere danışmanlık yapan ve yardımcı olan isimler ise Ali Biryol ve Metin Gültan.
Şimdi geliyorum, ben izlediğimde ne hissettime. Çayın zahmetlerle önüme geldiğini biliyordum da, 1001 zahmetle geldiğini o gün öğrendim. Filmi izledikten sonra, önümde ki çayın kalanını, şarap içer gibi, koklayarak, tadına vararak içtim. Dediğim gibi; çay diyip geçmemek, bi düşünmek lazım. İzledikten sonra bir de şunu düşündüm. İnsanlar ikiye ayrılır, çaycılar – kahveciler. Ben kesinlikle çaycılardanım.
Filmin kısa bir versiyonunu sana gösterebilmek için çook uğraştım ama 150 inci yükleme denememden sonra pes ettim, isyan ettim, feryat ettim. Yapamadım yapamadıııımmm. Yalnız çok güncelim. Hiç bir yerde yokken bak anlattım sana, youtube da bile yok daha, o derece. Bir de yükleyebilsem super olacaktı.
güzel bir yazı.tşk.
YanıtlaSil